Aralık 21, 2011


2 yıl önce lisans eğitimini tamamlayıp, fakülteden mezun olduktan sonra 61 anayasasıyla 82 anayasası arasındaki farkı ezberlemenizi gerektiren, fakülteye girebilmek için yırtınıp nereden ve ne zaman indirmeniz gerektiğini bilmeniz gereken açıortayı tekrar isteyen, ortaokuldaki tarih kitabından sonra yalayıp yuttuğunuz onlarca kitaptan sonra tekrar karşılaştığınız Damat Ferit Paşa gibi birbirinden alakasız bilumum ders ve konularla beraber girmiş olduğum KPSS sınavı nihayet meyvesini verdi. Sonuç: İçişleri Bakanlığı-Erzincan Valiliği..

Nankörlük etmek istemiyorum. Sonuçta 1,5yıldır herhangi bir meyve bekleyip durdum her alım sürecinde. Puanım yüksek de olsa memleketim olan Malatya'yı tercih edecektim zaten ama, Erzincan'ı da kilometre bazında değerlendirip tercihlerimin arasına almıştım. Keşke'lerim yok değil, keşke 2 net fazla yapsaydım, keşke 2 üste şu ili yazsaydım gibi. Ama bunların hiçbiri bi anlam taşımıyor. Ve ben Erzincan'da göreve başlama tarihimi beklemeye başlıyorum..

Evrak teslimi için posta kargo yerine elden yapmayı tercih ettim. Çünkü deli gibi merak ediyodum en az 1 yıl görev yapmak zorunda olacağım bu şehri, ki 1 yıl demem, eş durumundan tayinle mümkün ki o da evlenmemle mümkün:) Saçma sapan bi otogarın sabahın 5inde beni karşılamasıyla pek hoş bir tanışma gerçekleşmediyse de, süremi doldurup giderim düşünceleri ile mesai saatini beklemeye koyuldum ve vakti gelince evraklarımı teslim ettim. Kurumda birkaç tanışma, içten ve sıcak iş arkadaşları, ikram edilen sıcak bir çay yüzümü güldürmeye yetti zaten. Sıra ev krizine girmekteydi. Girdim de. Erzincan'da ev yok! Malatya'ya döndüğümde gezmekten su toplamış ayaklarımı gördüm, ama tek bir emlakçı altı üstü 2 caddesi olan Erzincan'da gör-e-medim. Ev kiralarına değinmek bile istemiyorum. Bildiğiniz uçmuş bir şehir bu anlamda. Hayırlısı diyip karnımı doyurmak için yer arayışına girdim. Heralde ben bi yer bulamıyorum, göremiyorum derken Mado'ya girdim. Bildik yer diye. 2caddesinden biri olan Ordu Cad.de kafede dışarı bakan koltukta çayımı yudumluyorum dışa dönük. Ama dışarısı Erzincan işte. Küçük ve sevimsiz. Derken garson arkadaş gelip biraz aydınlatıyor beni şehir konusunda. Tr'nin en büyük kayak pistinin pek yakında açılacak olması, sabahında beni karşılamış olan saçma sapan otogarının yerini yepyeni bi otogarın alacak olması, bir de garsonun dediğine göre tr'nin en güzel 3. havaalanının bu kente ait olması.. İçimden geçen koca bir "Yani??"..
Erzincan'dan yerel ve sevindirik haberlerler şimdilik bunlar. Yeni havadislere dek. Esen kalın..
Bu arada sıkı sıkı sıkı giymem konusunda tembih edenlere.. Malatya daha soğuk! Ve karlı! Ayrıca karı da soğudu da daha güzel!

Umarım seni severim Erzincan. Ki "canlılar 2'ye ayrılır: 1-Normal canlılar 2-Erzincanlılar"şeklinde biten espiriye hala gülebiliyor olabileyim..

Sevgiler.. Bir daha arayı bu kadar açmamak üzere..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder